İstanbul’un Fethi; İstanbul’un Fethinin Sonuçları ve Önemi
İstanbul’un fethi hem Türk hem de dünya tarihi açısından son derece önemli bir olaydır. Fethin ortaya çıkardığı sonuçlar sadece Osmanlı İmparatorluğu üzerinde değil dünyada da önemli etkiler bırakmıştır. 375 yılında gerçekleşen Kavimler Göçü’nün ardından Roma İmparatorluğu Doğu ve Batı Roma olmak üzere ikiye ayrılmış ve İstanbul, Ortodoks Hristiyanların merkezi konumuna gelmişti. O dönemde İstanbul halkının çoğunluğu Ortodokslardan oluşsa da Yahudiler, Araplar, Venedik ve Cenevizliler, hatta Türkler’in de yaşadığı bir yerdi.
Bu Yazının İçindeki Başlıklar
İstanbul’un Fethi ve İstanbul’un Önemi
Doğu Roma yani Bizans’ın başkenti durumunda olan İstanbul’un o dönemdeki adı Constantinopolis’ti. Tarihte farklı kavim ya da milletler tarafından pek çok kez kuşatılmış, fethedilmek istenmişti ancak güçlü savunma imkanlarına sahip olduğu için alınamamıştı. Peki İstanbul’u bu kadar önemli kılan faktörler nelerdi?
İstanbul; Asya, Afrika ve Avrupa kıtalarının kesişme noktasında olmasından dolayı konumu itibarıyla önemliydi. Özellikle deniz ticareti konusunda önemli bir kentti.
15.yüzyıla gelindiğinde Osmanlı Devleti, Bizans İmparatorluğu’na ait toprakların büyük bölümünü ele geçirmişti. İstanbul, Osmanlı Devleti’ne karşı Hristiyanlığın son kalesi olarak görülmekteydi çünkü burası Ortodoksluğun merkezi durumundaydı. Ve diğer yandan Bizans İmparatorluğu’nun başkentiydi. Egemenlik alanı sadece İstanbul ve Mora Yarımadası ile sınırlı kalan Bizans, Osmanlı Devleti’nin Balkanlara doğru ilerlemesinin önünde bir engel olarak durmaktaydı.
İstanbul Neden Fethedildi?
Stratejik açıdan önemli bir konumda olan İstanbul, Karadeniz ve Akdeniz ticaret yolları üzerinde olduğu için ekonomik açıdan son derece önem teşkil ediyordu.
Anadolu’da Türk siyasi birliğini sağlamak isteyen Osmanlı Devleti’ne karşı Bizans, bu birliğin oluşmasını engellemek için çaba harcıyordu.
Hz. Muhammed’in İstanbul’un fethine dair “İstanbul mutlaka fethedilecektir. Onu fetheden komutan ne güzel komutan, o ordu ne güzel ordudur” şeklindeki hadis-i şerifi nedeniyle Fatih Sultan Mehmet, İstanbul’un fethedilmesine çok önem veriyordu.
İstanbul’un Fethi İçin Yapılan Hazırlıklar
Osmanlı Devleti’nde Fatih Sultan Mehmet’ten önce Yıldırım Bayezid ve II. Murat, İstanbul’u kuşatmış ancak bu kuşatmalar fetih ile sonuçlanmamıştır. Fatih Sultan Mehmet, İstanbul’un fethi için yapılacak hazırlıklarda son derece titiz davranmış ve gereken tüm önlemleri almaya özen göstermiştir.
İstanbul’un fethi için yapılan hazırlılar şöyledir;
- Yıldırım Bayezid tarafından İstanbul kuşatması için daha önce yaptırılmış olan Anadolu Hisarı’nın karşısına Rumeli Hisarı (Boğazkesen) inşa edildi. Böylece Karadeniz’den Bizans’a gelecek yardımlar engellenecek ve aynı zamanda kuşatmada üs olarak kullanılacaktı.
- İstanbul’un “yıkılmaz” denilen güçlü surlarını yıkabilecek şahi topları ve aşırtmalı gülle atabilecek havan topları döktürüldü.
- Kuşatmayı denizden desteklemek için 400 parçalık donanma oluşturuldu.
- Avrupa’dan Bizans’a gelecek olan olası yardımları engellemek için Balkanlara ve Mora’ya askeri güçler gönderildi.
- Balkanlardan gelebilecek olan tehlikelere karşı Balkan devletleri ile antlaşmalar yapıldı.
- Anadolu’dan gelebilecek olan tehlikelere karşı Karamanoğulları ile antlaşma yapıldı.
Bizans Hangi Önlemleri Aldı?
Osmanlı Devleti’nin saldırısına karşı Bizans şu önlemleri aldı;
- İstanbul’un surları güçlendirildi.
- Haliç’in girişine kalın zincirler çekildi.
- Suda yanan ateş yani Grejuva (Rum ateşi) geliştirildi.
- Bolca yiyecek ve içecek stoku yapıldı.
- Katolik ve Ortodoks mezhepleri birleştirilmek istendi. Böylece papalıktan yardım alınabilirdi. Ancak ne var ki bu çaba boşunaydı. Nitekim üst düzey bir memur olan Notaras Katolik ve Ortodoks mezheplerinin birleştirilmesi fikrine; “İstanbul’da Türk sarığı görmek, Kardinal külahı görmekten iyidir” diyerek karşı çıkmıştı.
İstanbul’un Fethini Kolaylaştıran Etmenler
Bizans İmparatorluğu 15. yüzyılda oldukça zayıflamış durumdaydı ve imparatorluk özelliğini kaybetmişti. Bizans’taki iç karışıklıklar, ordu ve donanmanın zayıflamış olması, merkezi otoritenin zayıflamış olması, mezhep çatışmaları gibi faktörler İstanbul’un fethini kolaylaştırıcı etmenler olmuştur.
Bunlar dışında Fatih Sultan Mehmet, İstanbul’un fethi için çok uzun süre plan ve araştırmalar yapmıştı. Bu araştırmalar ile İstanbul surlarının zayıf noktalarını tespit etmiş ve surları bu noktalardan yıkmayı düşünmüştü.
İstanbul’un Fethi Kaç Gün Sürdü?
Osmanlı Devleti yaklaşık 120 bin kişilik ordusuyla, kuşatmayı 6 Nisan 1453 tarihinde başladı. Surlar önünde kuşatma başlatılırken donanma da Haliç’in ağzında demirlemişti. Ancak Haliç’e çekilen zincirler nedeniyle donanmanın içeri girememesi Fatih Sultan Mehmet’i hiç de alışılmadık bir karar vermeye yönlendirdi. Gemiler karadan çekilecekti! Donanmanın bazı gemileri, kızaklar aracılığıyla karadan çekilerek Haliç’e indirildi. Sabah olduğunda Osmanlı gemilerini Haliç’te gören Bizanslılar hem büyük bir şaşkınlık hem de büyük bir hayal kırıklığı yaşamıştı.
Kuşatma 53 gün sürdü. 29 Mayıs 1453 tarihinde İstanbul fethedildi.
İstanbul’un Fethinin Türk Tarihi Açısından Sonuçları ve Önemi
- Osmanlı Devleti’nin Anadolu ve Rumeli toprakları bileştirilmiş böylece toprak bütünlüğü sağlanmıştır.
- Osmanlı Devleti’nin Avrupa’da ilerleyişi hızlanmıştır.
- Boğazlar Osmanlı kontrolüne girmiştir.
- Bursa ve Edirne’den sonra İstanbul, Osmanlı Devleti’nin 3. ve son başkenti olmuştur.
- II. Mehmet, Fatih unvanını almıştır.
- Osmanlı Devleti, bir imparatorluk olmuş ve yükselme dönemine girmiştir.
- İpek yolunun kontrolü Osmanlı’ya geçmiş ve bu da ekonomiyi güçlendirmiştir.
İstanbul’un Fethinin Dünya Tarihi Açısından Sonuçları ve Önemi
İstanbul’un Osmanlı Devleti tarafından fethedilmesi sadece Türk tarihi açısından değil dünya tarihi açısından da önemli sonuçlar ortaya çıkarmıştır.
- İstanbul’un fethi Orta Çağ’ın sonu anlamına gelmiş ve Yeni Çağ başlamıştır.
- Bizans İmparatorluğu yıkılmıştır. Böylece 1000 yıllık Bizans tarihi sona ermiştir.
- İstanbul’dan ayrılıp İtalya’ya giden aydınlar, Antik dönem eserlerini İtalyancaya çevirmiş, bu da Rönesans’ın başlamasına katkıda bulunmuştur.
- Feodal düzen yıkılmıştır. Çünkü top denilen güçlü ateşli silahların güçlü surları yıkabileceği görülmüş; Avrupa’da feodal beylerin yaşadıkları kaleler yıkılmış, böylece feodal düzen yıkılarak Avrupa’da siyasal yapı değişmiştir.
- İpek yolu gibi önemli bir ticaret yolunun Türk ve Müslümanların kontrolüne geçmesi, Avrupalıları alternatif ticaret yolları aramaya yöneltmiş; bu da Coğrafi Keşiflere zemin hazırlamıştır.