Fetihlerden Savunmaya; 18. Yüzyıl Osmanlı-Rusya İlişkileri
Fetihlerden Savunmaya, 11. Sınıf tarih dersi konusudur. Bu konu, 1700-1774 yılları arasındaki gelişmeleri içermektedir ve 18. yüzyıl Osmanlı Devleti’nin gerileme dönemidir.
Bu Yazının İçindeki Başlıklar
Fetihlerden Savunmaya
1700-1774 yılları arasındaki başlıca siyasi gelişmeler kronolojik olarak şöyledir;
- 1711 Prut Antlaşması
- 1718 Pasarofça Antlaşması
- 1730 Patrona Halil İsyanı
- 1732 Ahmet Paşa Antlaşması
- 1739 Belgrad Antlaşması
- 1746 Kerden Antlaşması
- 1740 Kapitülasyonların sürekli hâle gelmesi
- 1770 Çeşme Baskını
- 1774 Küçük Kaynarca Antlaşması
1699 yılında imzalanan Karlofça Antlaşması, Osmanlı Devleti’nin büyük toprak kayıplarına uğramasına sebep olmuştu. Dolayısıyla 18. yüzyılda yani Gerileme döneminde Osmanlı Devleti’nin dış politikası, Karlofça Antlaşması ile kaybedilen toprakların geri alınması yönünde şekillendi. 18. yüzyılda Osmanlı Devleti’nin en çok mücadele etmek zorunda kaldığı devlet ise Rusya oldu.
18.Yüzyılda Osmanlı Rusya İlişkileri
Rusya, 1700 İstanbul Antlaşması ile elde ettiği kazanımları yeterli görmediği için Osmanlı Devleti’ne saldırmaya devam ediyordu. Rusya’nın temel politikaları; Orta Asya’ya yayılmak, Kırım’ı alarak Karadeniz’de etkili olmak ve sıcak denizlere inmektir.
Bu dönemin önemli siyasi gelişmeleri ve detaylar şöyledir;
Poltova Savaşı (1709)
Osmanlı Devleti’ne savaş açmak için Avrupalı devletlerden destek isteyen Rusya, bu isteğine karşılık bulamayınca İsveç’e savaş açtı. Poltova savaşı ile İsveç’in Rusya’ya yenilmesi üzerine İsveç kralı XII. Şarl, Osmanlı Devleti’ne sığındı. Dönemin padişahı III. Ahmet, XII. Şarl’ın teslim edilmesini isteyen Rusya’nın bu isteğini geri çevirdi.
Prut Savaşı (1711)
Osmanlı Devleti’nin 1700 İstanbul Antlaşması ile kaybettiği toprakları Rusya’dan geri almak istemesi ve Rusya’nın Osmanlı Devleti’ne karşı sınır ihlalleri gerçekleştirmesi nedeniyle yapılan savaşta Rusya başarılı olamayınca barış istedi.
Prut Savaşı, Rusya ile uzun yıllar boyunca devam edecek olan Boğazlar Meselesi’nin temelini oluşturur.
Yapılan Prut Antlaşması’na göre;
- Azak kalesi Osmanlı Devleti’ne geri verilecek
- Rusya, İstanbul’daki elçisini geri çekecek
- Rusya, Osmanlı Devleti’nin iç işlerine karışmayacak
- İsveç kralı, ülkesine serbestçe dönebilecek
- Rus tüccarlar, Osmanlı ülkesinde serbestçe ticaret yapabilecek
Böylece Osmanlı Devleti, Rusya’nın Karadeniz ve Balkanlara inme politikasını bir süreliğine de olsa engellemiş oldu. Ayrıca Karlofça Antlaşması ile kaybedilen toprakları geri alma umudu doğdu.
Pasarofça Antlaşması (1718)
Venediklilerin, Karlofça Antlaşması’na aykırı olarak Akdeniz’deki Osmanlı ticaret gemilerine zarar vermesi ve Ortodoks Mora halkının Katolik Venediklilere karşı Osmanlı Devleti’nden yardım istemesi nedeniyle Venedik’e savaş açılmış; bunun üzerine Avusturya da Osmanlı Devleti’ne savaş açmıştır. 1716 Petervaradin Savaşı’nda Osmanlı Devleti’nin Avusturya’ya yenilmesi üzerine Pasarofça Antlaşması imzalanmıştır.
Osmanlı Devleti’nin Venedik ve Avusturya ile imzaladığı bu antlaşmaya göre;
- Belgrad, Kuzey Sırbistan, Eflak’ın batısı, Temeşvar, Avusturya’ya
- Dalmaçya, Arnavutluk ve Hersek’teki bazı kaleler Venedik’e verilecek
- Mora, Osmanlı’da kalacak
Önemi: Pasarofça antlaşması ile Osmanlı Devleti, kaybettiği toprakları geri alma umudunu yitirdi ve elindeki toprakları koruma politikasına yöneldi. Bundan sonra Avrupa’yı daha yakından takip etmeye başladı ve Osmanlı Devleti’nde Lale Devri başladı.
İstanbul Antlaşması (1724)
Rusya ve Osmanlı Devleti arasındaki ilk dostluk antlaşmasıdır. Bu antlaşma ile Osmanlı ve Rusya, İran’ın kuzey topraklarını paylaşmıştır.
Belgrad Antlaşması (1739)
Bu antlaşma ile Avusturya, Pasarofça Antlaşması’nda aldığı yerleri Osmanlı Devleti’ne geri verdi. Tuna Nehri, Avusturya-Osmanlı arasında sınır kabul edildi.
Rusya da bu antlaşma ile Azak dahil işgal ettiği tüm yerleri Osmanlı Devleti’ne bıraktı. Rusya Azak Denizi ve Karadeniz’de askeri ve ticari gemi bulunduramayacak ancak Osmanlı topraklarında ticaret yapabilecekti.
Belgrad antlaşması, Osmanlı Devleti’nin Avrupa’daki itibarını tekrar arttıran bir antlaşmadır.
Özellikle Karadeniz ve Kırım hakimiyeti nedeniyle iki devlet arasında gerçekleşen kara ve deniz savaşları Osmanlı Devleti’nin ağır yenilgisiyle sonuçlandı. Bu mücadeleler sonucunda Küçük Kaynarca Antlaşması imzalandı.
Küçük Kaynarca Antlaşması (1774)
Osmanlı-Rusya arasında imzalanan bu antlaşmaya göre;
- Kırım Hanlığı bağımsız olacak ancak din işlerinde hilafet makamına bağlı kalacak
- Rusya, Ortodoksların koruyuculuğunu üstlenecek
- Rusya, Karadeniz’de donanma ve tersane bulundurabilecek
- Rus ticaret gemileri Karadeniz’de ve Akdeniz’de serbestçe dolaşıp boğazlardan geçebilecek
- Rusya kapitülasyonlardan yararlanabilecek
- Rusya, İstanbul’da elçi bulundurabilecek
- Osmanlı Devleti, Rusya’ya savaş tazminatı ödeyecek
Antlaşmanın maddelerinden de anlaşılacağı gibi Osmanlı açısından son derece ağır koşullar içeren bir antlaşmadır. Bu antlaşmanın önemini ve maddelerini yorumlayacak olursak;
- Madde yorumu: Kırım’ın kaybedilmesiyle ilk kez Türk ve Müslüman bir bölge kaybedilmiş oluyordu. Ayrıca halifelik ilk kez bir antlaşmada siyasi güç olarak kullanılmıştı.
- Madde yorumu: Rusya, Osmanlı Devleti’nin iç işlerine karışma fırsatı elde etmiştir.
- Madde yorumu: Karadeniz, Türk gölü olmaktan çıktı. Ruslar, sıcak denizlere inme fırsatı elde etti
- Madde yorumu: Rusya, ilk kez kapitülasyonlardan yararlanma hakkı elde etti. Ayrıca Osmanlı Devleti bir ülkeye ilk kez kendi isteği dışında kapitülasyon vermiştir.
- Madde yorumu: Rusya, Osmanlı Devleti’nin iç işlerine karışma fırsatı elde etti.
- Madde yorumu: Osmanlı Devleti tarihinde ilk kez bir devlete savaş tazminatı ödemiştir.
Osmanlı-Safevi Mücadelesi
- yüzyılda Osmanlı-Safevi ilişkilerinde gelişmeler şöyledir;
Ahmet Paşa Antlaşması (1732)
Bu antlaşma ile Aras Nehri kuzeyindeki Azerbaycan toprakları Osmanlı Devleti’ne; Tebriz, Kirmanşah, Hamedan, Luristan İran’a bırakıldı.
Bu antlaşmadan sonra İran’da Nadir Han, Ahmet Paşa Antlaşması’nı tanımayarak Şah Tahmasb’ı tahttan indirdi ve Osmanlı’ya karşı kaybedilen toprakları geri almak için harekete geçerek kendisini şah ilan ettirdi. Böylece İran’da 236 yıllık Safevi hanedanlığı dönemi sona erdi.
Kerden Antlaşması (1746)
1639 Kasr-ı Şirin antlaşması şartlarını içeren bir antlaşmadır.
Ayrıca bknz: Değişen Dünya Dengeleri Karşısında Osmanlı Siyaseti