İlk Çağ’da Hukuk Sistemi ve Özellikleri
İlk Çağ’da hukuk sistemi nasıldı ve özellikleri nelerdi? Toplumsal düzeni sağlamak ve bu düzeni korumak için gerekli olan kurallar bütünü olan hukuk sistemi, insanoğlunun topluluklar halinde bir arada yaşamaya başlaması ve siyasi teşkilatlarla birlikte ortaya çıkmaya başlamıştır.
Bu Yazının İçindeki Başlıklar
İlk Çağ’da Hukuk
Tarih öncesi çağlar olarak adlandırılan yazının icadından önceki dönemlerde sözlü kurallar şeklinde uygulanan hukuk kurallarının kaynağı gelenek, yaşam tarzı ve inançlara dayalı olarak oluşturulmuştur. Bu nedenle hukuk kuralları her topluma göre farklılık göstermektedir. İlk hukuk kurallarının ise günlük hayatta karşılaşılan sorunlara çözüm bulma ihtiyacı ile ortaya çıktığını biliyoruz.
İlk Çağ’daki başlıca hukuk sistemleri şöyledir;
Urkagina Kanunları
Tarihin bilinen ilk yazılı kanunlarıdır. Sümer şehir devleri Lagaş’ın kralı Urkagina tarafından MÖ 2375’te hazırlanan bu kanunlar kil tabletler üzerine çivi yazısı ile yazılmıştır.
- Urkagina kanunları ile yönetme yetkisi din adamlarının elinden alınıp siyasi yöneticilere verildi.
- Mülkiyet hakkı ve aile kurumu güvence altına alındı
- Kimsesizler korundu
- İdam cezası vardı ancak cezalar daha çok para cezası şeklindeydi.
Hammurabi Kanunları
Bir başka Mezopotamya uygarlığı olan Babil Uygarlığının kralı Hammurabi, şehir devletleri yerine merkezi bir imparatorluk kurdu. Bu imparatorluğun düzenini sağlamak adına kendi adıyla anılan 282 maddelik kanunları yaptı. Hammurabi kanunları tarihin bilinen ilk yazılı anayasasıdır. Hammurabi kanunlarında Urkagina kanunlarının tersine cezalar oldukça ağırdır. Örneğin Sümer kanunlarında hapis ve fidye cezaları ağırlıklı iken Hammurabi kanunlarında kısasa kısas ilkesi uygulanmıştır. Başka bir deyişle “dişe diş, göze göz” anlayışı geçerlidir. Hammurabi kanunları ile;
- Suçlar, evlilik, miras, borç, vergi, mülkiyet ve kölelik ile ilgili düzenlemeler yapıldı.
- Ticaret ve mülkiyet hakları güvenceye alındı
Hammurabi kanunlarından birkaç örnek;
- Eğer bir adam bir ev delerse, o deliğin önünde idam edilir
- Eğer bir mimarın yaptığı ev sağlam olmazsa, yaptığı ev çöküp evde oturan kişilerin ölümüne sebep olursa o mimar öldürülür.
Hitit Hukuku
Hititler, hukuk alanında Mezopotamya uygarlıklarından etkilenmiş ve bu kanunlardan faydalanarak Anadolu’nun ilk kanunlarını yapmışlardır. Ancak Hammurabi kanunları ile karşılaştırıldığında daha hafif cezalar içerir. Örneğin kısas cezası yerine fidye esası uygulanmıştır.
Medeni hukuk ve ceza hukuku gelişmiştir. Devlete karşı isyan etmenin cezası idamdır.
Bazı istisnalar dışında suçun şahsiliği ilkesini benimsediler
Kölelere mülk edinme, bedelini ödeyerek hür olma, özgür bir kadınlar evlenebilme gibi geniş haklar tanıdılar
Evlilikler yazılı bir sözleşme ile yapılırdı
Erkekler gibi kadınlara da boşanma hakkı verildi.
Hitit kanunları sadece insanlara yönelik değildi. Hayvan ve bitkileri korumak için de maddeler yürürlüğe konulmuştu.
Kasten öldürme ile taksirle öldürmeyi tarihte ilk kez birbirinden ayırdılar
Tevrat Hukuku
İbraniler her ne kadar Hammurabi kanunlarından etkilenseler de hukuk sistemlerini daha çok dinleri Yahudilik ve kutsal kitapları Tevrat’a dayandırmışlardır. Buna göre “On Emir” denilen hükümleri hukuk kuralları olarak benimsediler. On Emir şöyledir;
- Tanrı’dan başka ilahın olmayacak
- Putlara tapmayacaksın
- Tanrı’nın ismini boş yere anmayacaksın
- Haftanın altı günü çalışacaksın. Haftanın yedinci günü tüm işlerini bırakıp Tanrı’ya ibadet edeceksin
- Annene ve babana hürmet edeceksin
- Öldürmeyeceksin
- Zina etmeyeceksin
- Çalmayacaksın
- Yalancı şahitlik etmeyeceksin
- Başkalarının mallarına tamah etmeyeceksin
Ayrıca İbraniler, Yahudiliğin Tanrı tarafından yalnızca kendilerine gönderildiğine inandıkları için ırk esasına dayalı ayrım getirdiler. Böylece kanunlarında herkes eşit statüde değildi.
Tevrat hukukuna göre boşanma hakkı yalnızca erkeklere verilmişti.
Kız çocukları mirastan pay alamazdı.
Yahudi olmayan bir kadından doğan çocuk, erkek bile olsa mirastan pay alamazdı.
Bir Yahudi, İbrani olmayan birine faizle borç verebilir ancak başka bir İbrani’ye faizle borç veremezdi.
Adam öldürmenin cezası kısas yani idamdı
Suçun şahsiliği ilkesi vardı. Yani suçlu kişinin yakınları o suçtan sorumlu tutulamazdı
Ceza vermek için tek bir şahit yeterli değildi. Şahit ya da delil yetersizliği durumunda dini bir törenle sanığa yemin ettirilerek beraat edilirdi.