Şahmaran Hikayesi Nedir? Şahmaran (Şahmeran) Efsanesi Nedir?
Şahmaran hikayesi nedir? Mitolojide Şahmaran kimdir? Mitolojide Şahmaran ile ilgili farklı efsaneler bulunmaktadır. Bu içeriğimizde bu mitolojik karakter ile ilgili detaylara değiniyoruz.
Şahmaran Hikayesi Nedir?
Kelimenin kökeni Farsça’dan gelir. Pers hükümdarları için kullanılan “şah” kelimesi ile “yılanlar” anlamına gelen “maran” kelimelerinin birleşimidir. Yani Şahmaran; yılanların şahı ya da yılanların kraliçesi anlamına gelir.
Şahmaran (Şahmeran) ; yarı yılan yarı insan efsanevi bir yaratıktır ve dişi olarak tasvir edilir. Maran denilen doğaüstü yaratıkların lideridir ve hiç yaşlanmaz. Yeraltında yılanlarıyla birlikte yaşar.
Türk ve Kürt mitolojisinde yer alan Şahmaran efsanesi, Hititler dönemine ait İlluyanka efsanesine dayanmaktadır. İlluyanka, yılan benzeri bir yaratıktır. Ayrıca Yunan mitolojisindeki yılan saçlı Medusa da dayanak olarak gösterilir.
Her ne kadar mitolojik bir karakter olsa da Anadolu’da, Şahmaran’ın eskiden yaşamış bir yaratık olduğuna inanılıyor. Mersin’in Tarsus ilçesi ile Adana’daki Yılankale, Şahmaran’ın yaşadığına inanılan yerlerdendir. Mardin ve Gaziantep’in Islahiye ilçesi, Şahmaran’ın yaşadığına inanılan diğer bir yerlerdir.
Yeraltı ülkesinde yaşayan Şahmaran ile karşılaşan kişilerle ilgili farklı isimler geçmektedir. Bu isimler arasında Belkıya, Tahmasb ve Cemşab ön plana çıkar.
Cemşab (Tahmasb) ile Şahmaran’ın Hikayesi
Efsaneye göre bundan binlerce yıl önce Mersin Tarsus’un yedi kat altında yaşayan yılanlar vardı. Meran denilen bu yılanlar barış içinde yaşayan, akıllı ve şefkatli yaratıklardı. Bu yılanların genç ve güzel Şahmaran adında bir kraliçesi vardı.
Cemşab ise geçimini odun satarak sağlayan fakir bir ailenin oğluydu ve Şahmaran’ı gören ilk insan o oldu.
Efsaneye göre Cemşab, arkadaşlarıyla birlikte bir mağaradan bal çalmaya kalkınca mağarada mahsur kalır. Arkadaşları ise onu orada bırakıp giderler. Mağarayı keşfetmeye karar veren Cemşab, olağanüstü güzellikte bir bahçe keşfeder. Burada binlerce beyaz renkli yılanla birlikte yaşayan Şahmaran’ı görür. Birbirlerine aşık olurlar ve uzun yıllar burada birlikte yaşarlar. Şahmaran Cemşab’a ilaçları, şifalı bitkileri öğretir.
Ancak Cemşab, ailesinin hasretine daha fazla dayanamayacağını anlayınca gitmek ister. Şahmaran da, yerini kimseye söylememesi şartıyla Cemşab’ı serbest bırakır.
Cemşab, Şahmaran’ın yanında uzun süre kaldığı için yılanların bazı özelliklerine sahip olmuştur. Şahmaran, onu bu konuda uyarır ve hamama gitmemesi gerektiğini söyler. Çünkü derisi suyla temas ettiğinde pul pul olur ve sırrı açığa çıkar.
Cemşab, Şahmaran’a verdiği sözü uzun yıllar boyunca tutar. Ancak bir gün padişah hastalanır ve doktorlar, hastalığın tek çaresinin Şahmaran’ın etini yemek olduğunu söyler. Böylece padişah, Şahmaran’ın yerinin bulunması için ferman çıkarır. Vezir, Şahmaran’ın diyarına giden kişiyi anlamanın tek yolunun derisine su dökmek olduğunu bildirir. Bunun üzerine padişahın emriyle herkes tek tek hamama getirilir ve böylece Cemşab’ın derisi suyla temas edip pul pul olunca sır açığa çıkar.
Cemşab, Şahmaran’ın yerini asla söylemek istemez ancak zorla, işkence edilerek konuşturulur ve Şahmaran’ın yeri öğrenilir.
Şahmaran Cemşab’a şöyle der; başımı kaynatıp padişaha içir ki padişah iyileşsin. Gövdemi kaynatıp vezire içir ki vezir ölsün. Kuyruğumu kaynatıp sen iç ki Lokman Hekim ol.
Daha sonra Şahmaran öldürülür, padişah iyileşir. Cemşab ise hem lokman hekim olmuş hem de vezir öldükten sonra padişahın yeni veziri olmuş. Şahmaran’ın yılanları, onun öldüğünü hiç öğrenmemişler. Rivayete göre bir gün yılanlar bu gerçeği öğrenecek ve Tarsus’u istila edecek!
Hikayenin farklı bir versiyonunda şöyle anlatılır; Şahmaran’ın kuyruğunu yiyenin hikmet ve uzun ömür elde edeceği, kafasını yiyenin ise öleceği söylenir. Kral, kuyruktan yer. Cemşab artık yaşamak istemediği için Şahmaran’ın kafasını yer. Ancak beklenmedik bir şekilde kral ölür, Cemşab’a ise hiçbir şey olmaz. Cemşab, Şahmaran sayesinde bir alim olarak hayatını sürdürse de Şahmaran’a ihanet ettiği için ömür boyu pişmanlık duyar.
Günümüz Kültüründe Şahmaran’ın Yeri
Günümüzde Şahmaran koruyucu bir sembol olarak görülür. Örneğin evlerin duvarlarına Şahmaran resimleri asılır ya da süs eşyalarında sembolleri kullanılır. Böylece koruyucu gücünden yararlanılmış olunur.