Tarih Öncesi Çağlar ve Tarih Çağları Nelerdir? Özellikleri Nelerdir?
Tarih öncesi çağlar ve tarih çağları nelerdir? Bu çağların hangi yılları kapsar ve özellikleri nelerdir? Tarihsel araştırmalar, tarihin başlangıcı ile ilgili kesin bilgilere henüz ulaşabilmiş değildir. Ancak Sümerler tarafından yazının bulunuşu tarihin başlangıcı olarak kabul edilir. Başka bir deyişle insanoğlunun tarihsel geçmişinde yazının bulunuşu esas alınır ve dönüm noktası olarak kabul edilir.
Buna göre yazının icadından önceki dönem “tarih öncesi çağlar”, yazının icadından sonraki dönem ise “tarih çağları” olarak adlandırılır.
Bu Yazının İçindeki Başlıklar
Tarih Öncesi Çağlar Nelerdir?
Tarih öncesi çağlar insanoğlunun yeryüzünde görüldüğü andan itibaren başlayarak yazının icadına kadar geçen süreci kapsar. Çok uzun süren bir dönemdir ancak bu devirde yazının olmaması ve bu dönemden günümüze çok fazla kaynağın ulaşmaması nedeniyle bu dönemle ilgili bilgilerimiz çok da yeterli değildir.
Bu dönem insanoğlunun doğa karşısında savunmasız ve donanımsız olduğu bir dönemdir. Tarih öncesi devirlerin aydınlatılmasında en önemli bilim dalı arkeolojidir.
Tarih öncesi çağlar iki ana döneme ayrılır. Bu ayrımda insanoğlunun kullandığı araç ve gereçler temel alınmıştır. Buna göre tarih öncesi çağlar Taş ve Maden Devri olmak üzere iki ana gruba ayrılır;
Taş Çağı
Eski, orta ve yeni taş çağı olmak üzere 3’e ayrılır. Bu devirlerin genel özellikleri şöyledir;
Eski Taş (Paleolitik) Çağı (MÖ 600.000-10.000)
- İnsanlık tarihinin en uzun süren dönemi olan eski taş çağı insanların doğaya en fazla bağımlı yaşadığı dönemdir. Tamamen tüketmeye yönelik bir toplum yapısı vardır. İnsanlar geçimlerini avcılık ve toplayıcılık yaparak sağlarlar. Genellikle erkekler avcılık yaparken kadınlar da toplayıcılık yaparlar.
- Mağaralarda ve ağaç kavukları gibi kuytu alanlarda yaşarlar.
- Kendilerini vahşi hayvanlardan koruyabilmek ve daha kolay avlanabilmek için taş ve kemikten aletler yapmışlardır. Bknz; İnsanoğlunun yaptığı ilk araç gereçler
- Mağara duvarlarına resimler yapmışlardır. Bu resimler tarihin ilk sanatsal faaliyetleri olarak kabul edilir. Mağara duvarlarına resim yapmalarının en büyük amacı kendilerini, korkularını ya da inançlarını ifade etmektir.
- Eski taş döneminin büyük bölümü buzulların kaplı olduğu bir dönemdir.
- Eski taş çağına ait Anadolu’da önemli yerleşim alanları; İstanbul Yarımburgaz Mağarası (Türkiye’de bilinen en eski yerleşim yeridir.), Antalya’daki Karain, Beldibi ve Belbaşı mağaraları
Orta Taş (Mezolitik) Çağı (MÖ 10.000-8000)
- İnsanların avcılık ve toplayıcılıktan yavaş yavaş üreticiliğe geçmeye başladığı bir dönemdir.
- Buzullar artık erimeye başlamıştır.
- Dönemin sonunda insanoğlu ateşi kullanmaya başladı. Ateş; ısınmak, pişirmek, vahşi hayvanlardan korunmak ve aydınlanmak gibi bir çok fayda sağladı.
- Dönemin en önemli buluşu mikrolittir. Mikrolit, çakmak taşından yaptıkları küçük araç gereçlerdir.
- Anadolu’da bu döneme ait önemli merkezler; Baradiz (Göller Bölgesi), Macunçay (Ankara), Tekkeköy (Samsun)
Yeni Taş (Neolitik) Çağı (MÖ 8000-5500)
- İklimin ılımanlaşmasıyla birlikte insanlar mağaralarından çıkarak su kenarlarında yerleşmeye başladılar.
- Yerleşik yaşama geçmeleriyle birlikte tarım yapmaya başladılar. Böylece avcılık ve toplayıcılık yapan tüketici toplumlar, yerini üretici toplum yapısına bıraktı.
- Yerleşik yaşamla birlikte ilk köy yerleşimleri kurulmaya başladı.
- Hayvanlar evcilleştirildi. Koyun, keçi, sığır, at gibi hayvanlar bu dönemde evcilleştirildi.
- Tarımla birlikte üretim artışı sağladığı için, ihtiyaç fazlası ürünler nedeniyle takas yöntemiyle ticaret başladı.
- Yerleşik yaşam özel mülkiyet anlayışını ortaya çıkardı.
- İş gücü ihtiyacı nedeniyle kölelik ortaya çıktı.
- Bitki liflerinden kıyafetler yaptılar.
- Pişirilmiş topraktan araç gereç yapımı seramikçiliği ortaya çıkardı.
- Yeni taş çağının dünyada öncelikle Mezopotamya ve Anadolu’da başladığı bilinmektedir.
- Anadolu’da bu döneme ait önemli merkezler; Göbeklitepe (Şanlıurfa), Çayönü (Diyarbakır), Çatalhöyük (Konya). Çatalhöyük; insanlık tarihinin en eski şehir yerleşim alanıdır.
Maden Çağı
Tarih öncesi çağların, insanların kullandıkları araç ve gereçler esas alınarak sınıflandırıldığını belirtmiştik. Bu dönemde de insanlar artık madenler kullanmaya başladılar. Maden kullanımı, taş çağı ile kıyaslandığında bu dönemin daha hızlı gelişmesine katkı sağladı.
Bakır (Kalkolitik) Çağı
- Doğada bolca bulunması nedeniyle insanoğlunun ilk keşfettiği ve kullandığı maden bakır oldu. Bakırdan gündelik hayatta kullandıkları kap kacak gibi eşyaların yanı sıra silahlar da yaptılar.
- Alacahöyük (Çorum), Beycesultan (Denizli), Truva (Çanakkale) ve İkiztepe (Samsun), Anadolu’da bakır devrine ait önemli yerleşim alanlarıdır.
Tunç Çağı
- Tunç, bakır ve kalayın karışımıyla ortaya çıkan bir madendir. Bu dönemde insanlar bu iki madeni karıştırarak bakırdan daha sağlam olan tunç elde ettiler.
- Tunç çağı şehirleşmeyle birlikte şehir devletlerinin kurulduğu, şehirlerin etrafının savunma amaçlı kale ve surlarla çevrildiği bir dönemdir.
- Saban ve dokuma tezgahı kullanılmaya başlandı.
Demir Çağı
- Demirin kullanılmaya başlamasıyla artık daha sağlam silahlar ve araç gereçler yapmaya başladılar.
- Bu dönemin sonlarında yazı bulundu ve böylece tarih çağları başladı.
- Anadolu’da demir çağına ait önemli merkezler Hacılar (Burdur), Alişar (Yozgat), Alacahöyük (Çorum) ve Truva (Çanakkale)
Tarih Çağları Nelerdir?
Yazının bulunuşuyla başlayan tarih çağları kendi içinde dört bölüme ayrılır.
İlk Çağ (MÖ3200-MS 375)
- İlk çağ tarihi, bir Mezopotamya uygarlığı olan Sümerler’in MÖ 3200 ‘lerde çivi yazısını bulmasıyla başlar.
- İlk çağda şehir devletleriyle birlikte artık merkezi krallıklar, imparatroluklar kurulmaya başladı.
- İlk çağın en önemli imparatorluğu Roma İmparatorluğu’dur.
- Koloni ticareti bu dönemde başladı.
- Ticaret hız kazandı. İpek yolu, baharat yolu, kürk yolu ve kral yolu dönemin en önemli ticaret yollarıdır.
- Sınıflı toplum yapısı vardır.
- Toplumlarda çok tanrılı dini inanış yaygındır. Ancak Musevilik ve Hristiyanlık gibi tek tanrılı dinler bu dönemde ortaya çıktı.
- 375 yılında gerçekleşen Kavimler Göçü, ilk çağ tarihinin sonu kabul edilir.
- İlk çağ tarihinde “ilk”ler ile ilgili bilgi için tıklayınız.
Orta Çağ (375-1453)
- Kavimler göçü ile başlayan Orta Çağ’da kölelik yaygınlaştı.
- Avrupa’da feodalite (derebeylik) rejimi ve skolastik düşünce güçlendi.
- Kilisenin toplum üzerindeki baskısı arttır.
- Haçlı seferleri gerçekleşti.
- İslamiyet ortaya çıktı ve yayılmaya başladı.
- Osmanlı İmparatoru Fatih Sultan Mehmet’in, İstanbul’u fethi ile Bizans İmparatorluğu yıkıldı.
- İstanbul’un Fethi, orta çağın sonu oldu.
Yeni Çağ (1453-1789)
- İstanbul’un fethedilmesiyle başlayan yeni çağda artık feodal sistem yıkıldı ve böylece merkezi krallıklar güç kazandı.
- Coğrafi keşifler gerçekleşti. Keşiflerle yeni ticaret yolları bulundu ve sömürgecilik hız kazandı. Sömürge imparatorlukları kuruldu.
- Rönesans ve Reform hareketleri gerçekleşti. Böylece kilisenin etkisi zayıfladı, skolastik düşünce yıkıldı, Aydınlanma Çağı başladı.
Yakın Çağ (1789-)
- Fransız İhtilali yeni çağın sonu, yakın çağın başlangıcı oldu. Bu ihtilal dünyada milliyetçilik, eşitlik ve adalet kavramlarının yaygınlaşmasını sağladı.
- Milliyetçilik ilkesinin yayılması imparatrolukların sonunu getirirken ulus devletlerin güç kazanmasını sağladı.
- İngiltere’de sanayi devrimi başladı ve Avrupa’ya yayıldı.
- ABD kuruldu.
- Almanya ve İtalya, siyasi birliklerini sağladı.
- I.ve II. Dünya Savaşları gerçekleşti.
Sonuç Olarak;
İnsanoğlu araç gereç yapımında taş, toprak ve madenleri kullanmış ancak bu çağlar her toplumda sırası ile ve aynı anda gerçekleşmemiştir. Örneğin; yontma taş devrini yaşamakta olan bir topluluk göçebelik etkisiyle demir çağını yaşamakta olan bir toplulukla karşılaştığında cilalı taş, bakır ve tuç devirlerini yaşamadan doğrudan demir çağını yaşamaya başlayabilmiştir. Yani kültürel etkileşim yoluyla toplumlarda devir atlama gerçekleşebilir. Aynı şekilde dünyanın bir yerinde bir toplum bakır kullanmaya devam ederken aynı zaman zarfında başka bir toplum demir çağını yaşamakta olabilir.
Tarihsel süreçte göçler, savaşlar, ticari faaliyetler toplumlar arasındaki kültürel etkileşimi arttırarak gelişimi hızlandırmıştır.
İlk çağda ise nüfus iklimin ılıman olduğu, su kaynaklarının olduğu verimli topraklar üzerinde, göç ve ticaret yolları üzerinde yoğunlaşmıştır. Bu nedenle ilk çağın en önemli medeniyet merkezlerinin başında Mezopotamya ve Anadolu gelir.