Gladyatör Nedir? Antik Roma’da Gladyatörler Hakkında Bilgi

Gladyatör Nedir

Gladyatör nedir?  Antik Roma’da profesyonel savaşçılar olan ve genellikle suçlular ile kölelerden oluşan gladyatörler, Kolezyum gibi arenalarda dövüştürülürdü.

Antik Roma döneminde arenada birbirleriyle vahşice dövüştürülen gladyatörler hakkında ayrıntılı bilgilere bu içeriğimizde ulaşabilirsiniz.

Gladyatör Nedir?

Antik Roma’da birbirleriyle ya da vahşi hayvanlarla dövüşen köleler olarak bilinen gladyatörler, arenalarda ölümüne savaştırılırdı. Gladyatör okullarında eğitim alan bu eğitimli savaşçıların dövüşlerini izlemek, Antik Roma’da en büyük eğlencelerden biriydi.

Silah olarak kılıç, mızrak, kalkan kullanırlardı. Korunmak için miğfer ve zırh takarlardı. Efendileri onlara iyi bakar, iyi besler ve dövüşleri kazandıktan sonra ödüllendirirdi. Bazı başarılı gladyatörlere halk tarafından çok saygı duyulurdu. Çok başarılı olan gladyatörler hem şöhret hem de özgürlüğünü kazanabilirdi.

Gladyatör Oyunlarının Ortaya Çıkışı

Gladyatör oyunlarının ne zaman ortaya çıktığı konusunda kesin bir bilgi olmasa da ilk kez MÖ 4. yy. sonlarında başladığı tahmin edilmektedir.

Gladyatör dövüşlerinin ortaya çıkışı cenaze törenlerine dayanır. Soylu sınıftan biri öldüğünde, ölen kişiyi onurlandırmak için onun anısına köleler ya da mahkumlar mezarı başında dövüştürülürdü. Bu gelenek zamanla şekil değiştirerek eğlence amaçlı yapılmaya başladı. Özellikle, ölen babası ve kızının onuruna yüzlerce gladyatör arasında maçlar düzenleyen Julius Caesar döneminde popüler hale geldi.

Roma İmparatoru Julius Caesar gladyatör oyunları için büyük paralar harcardı. Halkın en büyük eğlencesi olmasının yanı sıra seçim zamanlarında siyasi prim sağlamak, halkın desteğini sağlamak için de iyi bir yöntemdi.

Gladyatörler Nereden Toplanırdı?

Gladyatörlerden bazıları Roma kontrolü altındaki farklı topraklardan satın alınan köleler, bazıları savaş esirlerinden elde edilen kölelerdi. Ancak gönüllü olarak gladyatörlüğü seçenler de yok değildi. Gönüllüler bu işi para karşılığında yapıyordu ve genellikle bunlar iyi savaşçılardan oluşurdu. Suçlular da gladyatör olarak dövüştürülürdü.

Gladyatörler genellikle Trakyalı, Galyalı ve Afrikalıydı. Tarihte kadınların da gladyatör olarak dövüştüğü bilinmektedir. İmparatorların da zaman zaman gladyatör olarak savaştığı bilinse de şartlar onlar için minimum risk taşımaktaydı.

Gladyatörlerin bir nevi sendikaları vardı. Bu yapılanmaya kolejler adı verilirdi. Savaşta ölen gladyatörlerin ailelerine maddi tazminat sağlanır, onların anısına mezar yazıtı yapılırdı.

Gladyatör Okulları

Antik Roma’da gladyatör okulları vardı. Ludus adı verilen gladyatör okullarında acemiler ve tirolar şeklinde gruplanarak doktorlar denilen deneyimli gladyatörler tarafından eğitilirlerdi

Gladyatör okulları bir okuldan ziyade yarı açık cezaevlerine benzerdi. Tek çıkış kapısı bulunan okulda merkezi bir eğitim alanı vardı. Kale gibi korunaklı bu okullarda ortalama 100 gladyatör kalırdı. Roma’daki en büyük gladyatör okulu 3 bin seyirci kapasiteliydi ve böylece halk, gladyatörlerin günlük eğitimlerini izleyebilirdi.

Gladyatör Dövüşleri

Gladyatör dövüşleri oldukça katı kurallarla yönetilirdi. Sanılanın aksine dövüşler mutlaka ölümle sonuçlanmazdı. Nitekim mücadeleyi hakemler denetler, taraflardan biri ciddi şekilde yaralandığında dövüş durdurulurdu. Hakemler sopa ya da kırbaçla dövüşün akışını kontrol eder ve gladyatörleri dövüşe teşvik ederdi.

Gladyatör dövüşleri yılda 10-12 kere düzenlenirdi ve tüm masraflar imparator tarafından karşılanırdı. Ancak zaman içinde dövüşler daha gösterişli hale gelmeye başladı. Daha sık düzenlendi ve daha maliyetli oldu.

Gladyatör oyunları büyük organizasyonlardı ve detaylı bir şekilde planlanırdı. Önce geçit töreni ve yürüyüşler yapılır; rahipler, askerler, politikacılar ve senatörler arenaya girerdi. En son imparator giriş yapar, dini törenler yapılır ve ardından gladyatör oyunları başlardı.

Gladyatörlerin barınması, beslenmesi ve eğitilmesi oldukça pahalıydı. Bu nedenle gereksiz yere ölmeleri istenen bir durum değildi. Ancak yine de gladyatörler 20’li yaşların ortalarına kadar yaşayabiliyordu.

Bir gladyatör ciddi şekilde yaralandığında ya da pes edip silahını yere attığında, onun kaderini seyirci belirleyebilirdi. Kolezyum’da düzenlenen gladyatör dövüşlerinde, yenilen savaşçının ölüp ölmeyeceğine imparator karar verirdi. Ölüm kararı verildiğinde sanıldığı gibi başparmak aşağı değil, baş parmak yukarı hareketi yapılırdı.

Kolezyumun MS 80’de açılmasıyla gladyatör oyunları tam anlamıyla bir kan sporuna dönüşmüştü. Dövüşçüler, beceri düzeylerine ve deneyimlerine göre gruplandırılır, bu gruplar belirli bir dövüş stili ve silah kullanımı konusunda uzmanlaşırdı.

Bunlardan en popülerleri kılıç ve kalkanla savaşan “trakiler” ve “murmillonlar”dı. Diğer gruplar;

Essedarii savaş arabalarıyla savaşır

Dimachaerus çift kılıçla savaşır

Retiarius bir ağ ve üç uçlu mızrakla savaşırdı.

Her bir gladyatör yılda üç-beş kere savaşabilirdi. Yani sanıldığı gibi sürekli dövüşmezlerdi. Hatta tarihin en ünlü gladyatörlerinden biri olan Spartacus‘un hiçbir zaman arenada savaşmadığı birçok tarihçi tarafından belirtilmektedir. Nitekim onun ünlü olmasının sebebi arenada yaptığı başarılı dövüşler değil, Roma tarihindeki büyük köle ayaklanmalarından birine liderlik etmesidir.

Andabatae denilen savaşçılar ise genellikle idam mahkumlarıydı. Kafalarına, tamamen kapalı bir kask giyerler ve böylece hiçbir şey göremeden savaşırlardı. Üzerlerinde zırh olmaz ve kılıçla mücadele ederlerdi. Ancak bu dövüşler pek ilgi çekmezdi.

Vahşi hayvanlarla mücadele edenler genellikle gladyatörler değil, “venatores” ve “bestiarii” denilen özel savaşçı sınıflarıydı. Bu savaşçılar geyikten devekuşuna, aslandan timsaha, ayıdan file kadar her türlü hayvanla savaşabilirdi.

Hayvanlarla yapılan bu dövüşler genellikle oyunların açılış etkinliğiydi ve çok sayıda hayvan bu açılış gösterilerinde katledilebilirdi. Örneğin Kolezyumun açılışı 100 gün süren bir törenle gerçekleştirildi ve bu süre boyunca 9 bin hayvan katledildi. MS 2. yüzyılda başka bir festivalde 123 gün içinde 11 bin hayvan katledilmişti. Bazen de mahkumlar ya da Hristiyanlar, günün eğlencesinin bir parçası olarak aslanların, ayıların önüne atılırdı.

Gladyatörler halk arasında oldukça popülerdi. Çocuklar, kilden yapılmış gladyatör figürleriyle oynar; kadınlar gladyatör kanına batırılmış saç tokalarını takardı. Hatta afrodizyak etkisi olduğuna inanılan gladyatör teri ilave edilmiş yüz kremi gibi kozmetik ürünlerini kullanırlardı.

Gladyatör Oyunları Ne Zaman Sona Erdi?

Roma’da Hristiyanlığın kabul edilmesiyle birlikte, İmparator Konstantin döneminde itibaren gladyatör oyunları popülerliğini yitirdi.gladyatör oyunlarını yasakladı. Son gladyatör oyunu MS 438’de Kolezyum’da gerçekleşti ve İmparator III.Valentinianus tarafından tamamen yasaklandı.

Bunları da beğenebilirsiniz
Bu Konu Hakkında Siz Ne Düşünüyorsunuz?