Tarihte Kölelik ve Uygarlıklarda Kölelik Sistemi
Kölelik Tarihi; Tarihte Kölelik Kavramı ve Uygarlıklarda Kölelik Sistemi
Tarihte kölelik ve uygarlıklardaki kölelik sistemi nasıldı? Dünyada ne kadar yaygın bir durumdu? Günümüzde kölelik kavramının varlığını her ne kadar düşünemesek bile tarihte oldukça yaygın bir durumdu.
Bu Yazının İçindeki Başlıklar
Tarihte Kölelik
Bir çok toplumda karşımıza çıkan kölelik sistemi aslında insanoğlunun avcı toplayıcı bir kültürden üretim hayatına başlamasıyla birlikte görülmeye başladı. Köleler genellikle savaşlarda elde edilen esirlerden, kaçırılan ve köle pazarlarında satılan insanlardan oluşurdu. Bazı uygarlıklarda, özellikle antik dönemde kölelik sistemi ve özellikleri şöyleydi;
Antik Mısır‘da Kölelik Sistemi
Antik Mısır’da kölelerin büyük bir kısmı fakir aileleri tarafından satılmak zorunda kalan çocuklar ve savaş esirlerinden oluşurdu. Bir savaşı kazandıklarında o ülkedeki herkesi kölelik için Mısır’a getirirlerdi. İş gücünün çok önemli bir parçası olan köleler, Antik Mısır’daki bina ve tapınakların yapımında çalışmıştır. (Ancak piramitlerin inşasında kölelerin değil işçilerin çalıştığı biliniyor.) İnşaat işlerinin yanı sıra ev hizmetleri, bahçe işleri, çiftlik işleri de kölelere yaptırılırdı. Köleler arasında son derece yetenekli müzisyen ve dansçılar eğlencelerde çalıştırılırken yazıcı ve muhasebeci köleler de vardı.
Kölelerin çocukları da sahibinin boyunduruğu altında olurdu. Köle sahibi, kölelerine bakmakla yükümlüydü. Bu nedenle tarihçiler Antik Mısır’da kölelerin temel ihtiyaçlarının sahipleri tarafından karşılandığı ve vergi ödemek zorunda olmadıkları için bir çok köylüden iyi durumda oldukları düşünülüyor. Eğer kişi kraliyet ailesinin kölesi ise saygı görürdü. Bu köleler eğitimliydi ve onlara neredeyse üst düzey Mısırlılar kadar iyi davranılıyordu.
Elde edilen bulgular Antik Mısır’ın Eski Krallık döneminde kölelik sisteminin henüz oluşmadığı; Yeni Krallık döneminde ise köleliğin çok yaygın olduğunu göstermektedir. Çünkü Yeni Krallık döneminde Mısır çok sayıda askeri zafer kazanmıştır. Mısırlılar ayrıca yerli kölelerden ziyade daha iyi eğitimli ve daha yetenekli olan yabancı köleleri daha çok tercih ederdi.
Antik Yunan’da Kölelik Sistemi
Her ne kadar özgürlük ve demokrasi kavramlarına çok önem verseler de Antik Yunanlıların da köleleri vardı. Hatta Atina’daki kölelerin sayısı zaman zaman özgür insanların sayısından bile daha fazla olmuştu.
Antik Yunan’da kölelik sistemi farklıydı ve tüm köleler aynı muameleyi görmezdi. Örneğin; Sparta’da devlete ait kölelere helot denirdi. Belirli bir araziyi işlemek için çalıştırılırlardı. Bu köleler savaşlara da katılırdı ve savaşta önemli bir başarı gösterirlerse azat edilirlerdi.
Kölelerin durumu Sparta ile kıyaslandığında diğer bir Antik Yunan şehri olan Atina’da daha iyiydi. Köleler burada aileye törenle kabul edilirdi ve kölelere kötü muamele yapmak hukuken yasaktı.
Atina’da kadın köleler yemek pişirme, dokuma ve ev işleri gibi işleri yaparken erkek köleler ise tarlalarda çalışır ya da orduda görev alırdı. Ev dışında çalışarak az da olsa para kazanma şansına sahip köleler gerekli parayı biriktirebildikleri takdirde özgürlüklerine kavuşabilir yani özgürlüklerini satın alabilirdi.
Köle kadınların özgür kadınlardan ayırt edilmesi için saçları kısa kesilir, erkek köleler ise genellikle dövmelerle işaretlenirdi.
Bir köle için en kötü iş madenlerde çalışmaktı. Hem tehlikeli hem de zor şartlar altında çalışan buradaki köleler çok uzun yaşamıyordu.
Bazı insanlar köleleri yatırım aracı olarak da kullanırdı. Yani satın aldıktan sonra başkalarına kiralarlardı.
Antik Roma’da Kölelik Sistemi
Antik Roma’da kölelik çok yaygındı. Tarihçiler Roma’daki insanların üçte birinin köle olduğunu tahmin ediyor. Çoğunlukla savaş esirlerinden elde edilen kölelerin çocukları da köle olurdu. Suçluların da köle olarak satıldığı olurdu. Borcu olan ve borçlarını ödeyemeyen bazı insanlar kendilerini köle olarak satarak bu borçlarını kapatmaya çalışırdı.
Madenlerde ve çiftliklerde çalışabildikleri gibi öğretmenlik ve doktorluk yapan köleler de vardı. Bazıları gladyatör dövüşlerinde kullanılırdı. Kölenin çalıştırılacağı iş genellikle onun eğitimine, vasfına ve deneyimine bağlıydı.
Antik Roma’da köleler kamu ve özel köleler olmak üzere iki türdü. Roma hükümetine ait olan köleler inşaatlarda, imparatorun madenlerinde ya da bir devlet görevlisi için çalışırlardı. Özel köleler ise kişilere ait olup ev ve tarla hizmetlerinde ya da zanaatkar olarak çalışırlardı.
Köleler azat edilebilirdi ve bir köle para ile özgürlüğünü satın alabilirdi. Ancak azat edilse bile köleler normal bir özgür insan gibi toplumda kabul görmez; özgür köle olarak tanımlanırdı. Ayrıca Roma vatandaşı olsalar bile kamu görevinde bulunamazlardı ama çocukları bulunabilirdi. Örneğin birkaç ay da olsa Roma İmparatorluğu yapmış Pertinax, azat edilmiş bir kölenin oğluydu.
Antik Roma tarihinde pek çok köle isyanları görülür. Bunlardan en önemlisi “Köle Savaşları” olarak adlandırılan üç büyük köle isyanıdır. En ünlüsü ise gladyatör Spartacus’ün liderliğini yaptığı Üçüncü Kölelik Savaşıdır.
Antik Roma’da “Saturnalia” denilen bir festival olurdu. Bu festivalde efendi ve köle rolleri değişir; efendiler kölelerine iyi bir ziyafet verirdi.
Çoğu uygarlıkta olduğu gibi Antik Roma’da da kölelerin yasal hakları yoktu. Daha ileri dönemlerde yapılan bazı reformlarla köleler bazı haklara sahip oldu. Örneğin mülk sahibi olabiliyorlardı.
Bir hizmet karşılığında ödül olarak efendisi tarafından azat edilebildikleri gibi para biriktirip özgürlüğünü satın alabilirlerdi. Azat edilen kölelere Antik Roma’da “Libertus” denirdi.
Ayrıca bknz; Afrika ve Amerika’da Kölelik