Yarasaların Özellikleri Nelerdir? Yarasalar Hakkında Bilgi

Yarasaların Özellikleri Nelerdir?

Yarasaların özellikleri nelerdir? Yarasalar nasıl hayvanlardır? Doğadaki uçma yeteneğine sahip tek memeli hayvan türü yarasalardır. Ön ayakları kanat şeklindedir ve üzerlerindeki zar ve patagium denilen deri sayesinde kuşlardan daha iyi uçtukları söylenebilir. En büyük yarasa türü 1.7 metre kanat açıklığına sahip uçan tilki de denilen pteropuslardır. En küçük yarasa ise 15 cm kanat açıklığına sahip ortalama 30 mm uzunluğundaki yabanarısı yarasasıdır. Yabanarısı yarasası en küçük iki memeliden biridir. (Diğer en küçük memeli cüce sivri faredir.)

Yarasaların Özellikleri Nelerdir?

Doğadaki en büyük memeli takımını kemirgenler oluşturur. Yarasalar ise ikinci sıradadırlar. Yarasaların 1200’den fazla türü vardır. Bu, dünyadaki tüm memelilerin %20’si anlamına gelir.

Yarasaların büyük kısmı böcekçil, geri kalanlarının çoğu ise meyvecildir. Bazı türleri ise bazı memeli hayvanların ve kuşların kanını emerek beslenirler ki bunlara vampir yarasalar denir. Bir çoğumuzun bildiği gibi yarasalar gececi hayvanlardır ve genellikle mağara gibi yerlerde bulunurlar. Dünyanın hemen hemen her yerinde de yaşayabilirler ancak aşırı soğuk bölgeler hariç.

Yarasaların Faydaları

Ekosistemde çiçeklerin polenlerini taşıyıp yaymak gibi çok ciddi bir görevleri ve faydaları vardır. Hatta birçok tropikal bitkinin, varlığını devam ettirebilmesi tamamıyla yarasalara bağlıdır.

Yarasa dışkısı oldukça verimli bir gübre olarak kullanılır.

Haşereleri yedikleri için kimyasal bir madde olan ve zararlı organizmaların yok edilmesinde kullanılan pestisitlerin kullanılma ihtiyacını azaltırlar.

Pteropus
Dünyanın En Büyük Yarasası Pteropus

Yarasaların Anatomik Yapısı

Yarasaların kafa ve diş yapıları türlere göre farklılık gösterir. Büyük yarasalar daha uzun burunlu ve küçük kulaklı bir köpeğe benzer. Küçük yarasaların 38 dişi varken, vampir yarasaların 20 dişi vardır ve jilet kadar keskindir.

Bileklerinden çıkan beş uzun parmakları vardır ve kanat şeklini alır. Normal bir kuşun kanadından çok daha ince, zarımsı kanatları vardır. Ayrıca bu kanatlar çok kemiklidir. Bu da onların kuşlardan daha iyi uçabilme, uçuş sırasında daha iyi manevra yapabilmelerini sağlar. Ancak kuşlar kadar uzun mesafe uçamazlar. Kanatlarındaki incecik zarlar kolayca hasar görebilse de iyileşme süreci hızlıdır ve tekrar büyüyebilir. Kanatlarının yüzeyinde dokunmaya duyarlı organları sayesinde hava akışını algılayarak uçuşlarını yönlendirebilirler. Bazı yarasalar ise uçuşları sırasında havada asılı kalabilirler.

Yarasalar uçmadıkları zamanlarda yüksekçe bir yerde baş aşağı pozisyonda tünerler. Büyük yarasalar tünerken kafaları karınlarına doğru kıvrılır. Küçük yarasalar ise tünerken boyunlarını sırtlarına doğru kıvırırlar. Güçlü bir dolaşım sistemine sahip oldukları, toplardamarlarının kanın kalbe geri akışını aktif bir şekilde desteklediği, küçük ve hafif oldukları için, baş aşağı tünediklerinde kafalarına kan hücumu riski yoktur. Yarasaların kalbi bir memelinin kalbinden üç kat daha büyüktür ve dolayısıyla daha fazla kan pompalar.

Yarasaların Duyuları

Bir çok yarasa türü ultrasonik sesler çıkararak yankı üretirler. Uçan hayvanlar arasında en yüksek sese sahip canlılardır. (60-140 desibel arası). Gırtlaklarının içinde krikotiroid denilen bir kas sayesinde bunu yaparlar. Bu şekilde karanlık ortamlarda avlarının yerini tespit edebilirler. Sesin dönen yankısı ne kadar gecikirse avlarının o kadar uzakta olduğunu anlamış olurlar. Bu yüksek sesleri çıkarırken orta kulak kaslarını kasarlar. Böylece kulaklarını olası zarara karşı korumuş olurlar.

Özellikle küçük yarasaların bir çok türü küçücük gözlere sahiptir. Bu yüzden görüşleri zayıftır. Fakat sanılanın aksine hiçbir yarasa kör değildir. Hatta büyük yarasa türleri görme yetenekleri açısından insanlardan daha bile iyidirler.

Manyetoalgılama yetenekleri vardır. Yani diğer kuşlar gibi Dünya’nın manyetik alanı konusunda hassastırlar. Örneğin küçük yarasalar kuzey-güney yönlerini ayırt edebilirler.

Peki yarasalar neden gündüzleri uçmaz? Vücutları ve kanatları güneş altında aşırı ısınmaya meyillidir. Bu nedenle yarasalar gündüzleri uçmaktan olabildiğince kaçınmak zorundadırlar. Sıcaklığın çok yüksek olduğu durumlarda yarasaların bunu tolere etmek yani ısıyı dağıtma gibi bir şansları pek yoktur. Kendilerini serinletmek için salyalarını kullanırlar.

Kış uykusuna yatan yarasaların bu dönemde vücut sıcaklıkları %99,6 oranında düşer.

yarasa
Yasaların Özellikleri

Yarasalar Ne Yer?

Yarasalar yüksek metabolizmaya sahiptir ve uçuşları sırasında fazla enerji tüketirler. Bu nedenle de çok çeşitli beslenmek zorundadırlar. Böcekçil yarasalar vücut ağırlıklarının %120’sinden fazlasını tüketebilirler. Meyvecil yarasalar da vücut ağırlıklarının iki katı kadar besin tüketebilir. Büyük yarasa türleri polen, meyve ve nektar ağırlıklı beslenirler.

Böcekçil yarasalar; sinek, sivrisinek, çekirge, güve, arı gibi böcekleri tüketirler. Meyvecil yarasalar ise meyveleri ağaçlardan koparıp yemeyi daha çok tercih ederler. Nektarla beslenen yarasalar ise uzun burunları ve ince tüylerle kaplı dilleri sayesinde çiçeklerden beslenebilirler. Nektarla beslenen yarasaların sayesinde çiçekler polenlenir. Beslenmeleri sırasında kürklerine bulaşan polenleri taşırlar. Doğada 500’den fazla çiçek türü yarasaların bu şekilde polen taşımaları sayesinde doğadaki varlıklarını devam ettirebilirler.

Bazı yarasa türleri omurgalı hayvanları yiyerek beslenir. Balık, kurbağa, kertenkele ve bazı memeliler yarasaların besin kaynaklarından olabilir. Vampirum spectrum ve macroderma gigas adındaki iki yarasa türü ise diğer yarasaları yiyerek beslenir. Diğer hayvanların kanını emerek beslenen yarasa türleri de vardır.

Yarasalar; baykuş, doğan, atmaca gibi yırtıcı kuşlara ve bazı yılan türlerine av olabilir.

Yarasalar ve Hastalıklar

Kuduz mikrobu dışında pire taşıyabilirler. ABD’de ve Kanada’da milyonlarca yarasanın ölümüne sebep olan “beyaz burun sendromu” denilen hastalık da ciddidir. Bir çeşit mantar hastalığı olan beyaz burun sendromu yarasaların burunlarında, kanatlarında ya da kulaklarında büyüyor. Ebola, SARS ve Covid19 hastalıklarının da yarasalardan kaynaklandığı bilinmektedir.

Kuduz ya da başka herhangi bir virüs taşıyan yarasaların bir insanı ısırması bu virüslerin insanlara bulaşmasına sebep olur.

Üreme

Yarasalar üreme ve yaşam döngüsü açısından da oldukça ilginç canlılardır. Örneğin çiftleşmenin ardından erkek yarasa diğer erkekleri o dişiden uzak tutmak için “çiftleşme tıkacı” bırakır. Daha da ilginci dişi yarasaların doğum zamanını kontrol edebilmesidir. Dişi bir yarasa uygun mevsim ve besin varlığı koşullarını gözetir ve doğumu en uygun zamana denk getirmek için spermleri üreme organında saklayabilir ve böylece gecikmiş döllenme gerçekleşir. Ya da doğumunu geciktirebilir.

Dişi yarasa genellikle tek yavru doğurur. Yarasalar 30 yıldan fazla yaşayabilirler.

Bunları da beğenebilirsiniz
Bu Konu Hakkında Siz Ne Düşünüyorsunuz?