Değişim Çağında Avrupa ve Osmanlı
Değişim çağında Avrupa ve Osmanlı, 11. Sınıf tarih dersinin konusudur. 2. Ünitede yer alan Değişim Çağında Avrupa ve Osmanlı konusu, Avrupa’daki XVIII. yy. Aydınlanma Çağı ile meydana gelen gelişmelerle birlikte bu gelişmelerin Osmanlı Devleti’ne etkisini içermektedir.
Bu Yazının İçindeki Başlıklar
Değişim Çağında Avrupa ve Osmanlı
Avrupa’da orta çağ boyunca Katolik kilisesinin baskıcı uygulamaları ve sınıflı toplum yapısını içeren feodal düzen, 15. yüzyıldan itibaren ortaya çıkan Coğrafi keşifler, Rönesans ve Reform gibi gelişmelerle birlikte yıkılmış ve Aydınlanma Çağı süreci başlamıştır.
Avrupa’da Değişim (Aydınlanma Çağı)
Avrupa’da sadece dini anlamda değil siyasi, sosyal ve ekonomik her alanda en yetkili kurum Roma Katolik kilisesi ve papalıktı. Çünkü Batı Roma İmparatorluğu’nun çöküşünden sonra ortaya çıkan otorite boşluğundan endişeye kapılan Avrupa halkı, kurtuluşu kiliseye sıkı sıkıya bağlı kalmakta bulmuştu. Bu durum, kilisenin mutlak egemenliğini sağlayarak oldukça güçlenmesini sağlamıştı. Böyle bir ortamda da bilimsel çalışmalar kilisenin baskısı altında olduğu için bilim alanında ilerleme sağlanamıyordu. Örneğin veba gibi Avrupa’da büyük bir felakete yol açan hastalıklar insanların günahlarının bedeli olarak görüldüğü ve tedavi için kiliseden medet umulduğu için tıp bilimi gelişemiyordu.
Ancak Aydınlanma Çağı ile birlikte özgür düşüncenin yolu açılmış ve modern bilimsel düşünce yayılmaya başlamıştır. Avrupa’nın İslam kültür ve medeniyeti ile temasa geçerek Arapça eserleri Latinceye çevirmesi de bilimsel aydınlanmanın hızlanmasını sağlamıştır.
Aydınlanma ilk olarak İngiltere’de toplumsal değişimle ortaya çıkmış, Fransa’da özgürlük hareketine dönüşmüş ve Almanya’da felsefi temelleri atılmıştır.
Aydınlanma düşüncesi bireyin özgürlüğünü esas almıştır.
Bilim Devrimi
Aydınlanma çağının başlamasında en önemli diğer üç gelişme ise Coğrafi keşifler, Rönesans ve Reform’dur. Rönesans ve Reform ile birlikte Protestanlık, hümanizm, rasyonalizm ve sekülerizm gibi kavramlar ortaya çıkmıştır.
Rönesansa öncülük eden rasyonalizm (akılcılık), insan aklının önemini ön plana çıkarmış, kilise ve batıl inançların doğruya ulaşmayı engellediğini savunmuştur. Böylece rönesans ve reformun ortaya çıkardığı fikir hareketleri bilimde büyük değişimleri açığa çıkarmıştır.
Galile, Kepler, Kopernik ve Newton gibi bilim insanları sayesinde de Avrupa’da bilim devrimi gerçekleşmiştir. Isaac Newton, 18. Yüzyıl bilim devriminin mimarı olarak kabul edilir. Özellikle kütle çekim yasası, hem fizik hem astronomi olmak üzere bilim dünyasında bir dönüm noktası niteliğindedir.
XVII-XVIII. Yüzyıllarda Avrupa Düşünürleri (Aydınlanma Çağı Düşünürleri)
Aydınlanma düşüncesinin ortaya çıkışında etkili olan bilim insanları ve başlıca teorileri şöyledir;
Copernicus (Kopernik)
Polonyalı bir din adamı, matematikçi ve astronomdur. Dünya’nın yuvarlak olduğunu ve Dünya’nın Güneş etrafında döndüğü tezini ortaya atmış ve bu teorisi modern bilimsel devrimin başlangıcı olmuştur.
Thomas Moore
Ütopya adlı eserinde özel mülkiyetin olmadığı bir toplum düzeni tasarlamıştır. Bu düzende para geçerli değildir. Herkes devlet için üretir ve sadece ihtiyacı kadar alır. Böylece herkes mutlu olur.
Machiavelli
“Hükümdar (Prens)” adlı eserinde hükümdarın önünde onu sınırlayacak hiçbir güç olmaması gerektiğini savunur.
J.J.Rousseau
“İnsanlar Arasındaki Eşitsizliğin Kaynağı” adlı eserinde mülkiyet hakkının ortadan kalkması gerektiğini savunur.
“Toplum Sözleşmesi” adlı eserinde ise toplum düzeninin sözleşmelere dayandığını vurgular ve devleti yüceltir.
Mutlak demokrasiyi savunan bir düşünürdür.
Immanuel Kant
“Sürekli Barış Projesi” adlı eserinde kamusal otoritenin temelini oluşturmak için aklın ön planda olması gerektiğini savunur. “Aklını kendin kullanma cesareti göster” sözü Aydınlanmanın parolası olmuştur. Alman filozofun bu düşüncesi ile insanlar skolastik düşünceden kurtularak aklını kullanmaya ve yeni bir toplum inşa etmeye başlamıştır.
Ulus Devletlerin Ortaya Çıkışı
Avrupa’da meydana gelen Rönesans, Reform, akıl çağı ve bilim devrimi gibi gelişmeler sonucunda;
- Kilise güç kaybetti
- Feodalite zayıfladı
- Devletlerarası ilişkiler sekülerleşmeye (dünyevilik) başladı
- İmparatorluklar yerini ulusal krallıklara ve ulus devletlere bıraktı
- Din, egemenlik gücünü kaybetti
Böylece Avrupa’da yepyeni bir dönem olan Aydınlanma Çağı başladı. Avrupa’da siyasi, sosyal, ekonomik ve askeri alanlarda dönüşüm başladı.
Merkantilizm: Aydınlanma çağında ortaya çıkan kavramlardan biri de merkantilizmdir. Temelde bir ülkenin zenginliğini, sahip olduğu altın ve gümüş gibi değerli madenlere bağlayan bir ekonomi modelidir. Bu nedenle fazla nüfus ucuz iş gücü, fazla üretim, fazla kazanç ve fazla asker olarak görüldüğü için nüfus artışına önem verilmiştir. Merkantilist ekonomi anlayışı kırdan kente göçü arttırmış ve bu durum Sanayi İnkılabına giden süreci hızlandırmıştır.
Bu dönemde ateşli silahların önem kazanmasıyla Askeri Devrim’e de başlangıç olmuştur.
Osmanlı Devleti’nde Değişim
Avrupa’daki tüm bu gelişmeler Osmanlı Devleti’ni ciddi anlamda etkilemişti. Coğrafi keşifler sonucunda ortaya çıkan merkantilist ekonomi Osmanlı Devleti’ni olumsuz etkiledi. Osmanlı parası değer kaybetti, enflasyon yaşandı. Merkantilist ekonomi ile zenginleşen Avrupalı, askeri devrim ile ateşli silahların kullanımını yaygınlaştırarak ordusunu güçlendirdi. Osmanlı Devleti askeri ve ekonomik alanlarda zayıflamaya başlayınca bir dizi tedbirler almaya başladı. Bu tedbirleri şöyle özetleyebiliriz;
- Tüfek kullanan piyade ihtiyacının artmasıyla yeniçeri sayısı arttı, tımarlı sipahi sayısı azaldı. Maaşını devletten almakta olan yeniçeri askeri sayısındaki artış ekonomiyi olumsuz etkiledi.
- Tımar sisteminin bozulmasıyla iltizam sistemi uygulanmaya başladı.
- Asker ihtiyacını karşılamak için sekban ve sarıca denilen ücretli geçici askerler orduya alınmaya başladı.
- Kapitülasyonlar sürekli hale getirildi. (Fransa’ya)
- Yeni vergiler konuldu ve mevcut vergilerin oranı arttırıldı.
- Tımar ve iltizam sisteminin kaynaştırılmış hali olan malikane sistemi uygulandı.
- Merkezi otoritenin zayıflaması ile taşrada zenginleşen ayanlar güçlenmeye başladı.
Sonuç olarak; Avrupa’da meydana gelen dönüşüm Osmanlı Devleti’ni ekonomi başta olmak üzere bir çok alanda olumsuz etkiledi. Osmanlı Devleti’nin Avrupa’daki gelişmeleri yakalayabilmek adına aldığı önlemler hiçbir zaman yeterli olmadı.
Ayrıca bknz;