İlim ve İrfan Erleri; Osmanlı Devleti’nde İlim ve İrfan Erleri Eserleri

İlim ve İrfan Erleri

İlim ve irfan erleri kimlerdir? Osmanlı Devleti’nde ilim ve irfan erleri, kuruluş döneminde teşkilatlanma çalışmalarında yönetici olarak karşımıza çıkar. Türkistan, Mısır, Irak, İran ve Suriye gibi dönemin önemli ilim merkezlerinden Osmanlı ülkesine gelen alimler matematik, tıp, astronomi gibi pek çok alanda eserler vererek hem toplum ihtiyaçlarını karşılamış hem de Osmanlı ilim geleneğinin şekillenmesinde önemli roller üstlenmişlerdir.

Ancak kuruluş ve yükselme döneminde fikir hayatı ve pozitif bilimlerdeki gelişmelere karşılık 17. Yüzyıldan itibaren gerilemeye başlamıştır. Bu dönemden itibaren merkezi otoritedeki bozulmalarla birlikte sosyal, siyasi, askeri ve ekonomik sorunlar ilmi gelişmeye engel olmuştur.

İlim ve İrfan Erleri

Osmanlı Devleti’nde ön plana çıkan ilim ve irfan erleri şöyledir;

Katip Çelebi

Avrupa’da meydana gelen Coğrafi Keşifler, Rönesans ve Reform gibi gelişmeler ile birlikte Aydınlanma Çağı’nın yaşanması Osmanlı ilminin Avrupa’nın gerisinde kalmasına sebep olmuştu. Bu açığı ilk fark eden Osmanlı alimi ise Katip Çelebi olmuştu.

Kendisinden öncekilerden farklı olarak önemli eserlerin tercümesini yaparak Batı’daki ilmi gelişmeleri yakından takip eden Katip Çelebi Arapça ve Türkçe eserler ortaya koymuştur.

  1. yüzyıl alimlerinden Katip Çelebi, ilerlemiş yaşına rağmen dönemin önemli bilim insanlarından dersler almış ve kendisi sürekli geliştirmeye adamıştır. O dönemde pek de alışık olunmayan Batılı eserlerden faydalanma yoluna giden Katip Çelebi, tarihçi Bernard Lewis tarafından başlıca Osmanlı yazarlarından biri olarak gösterilir.

Katip Çelebi, Osmanlı ilim ve irfan geleneğindeki yenilik arayışlarının öncüsüdür. Ülkesini Batı’daki gelişmelerden haberdar etmek için çalışmış ve bu anlamda dönemin aydınlarını eleştirmekten de çekinmemiştir.

Katip Çelebi’nin “Keşfü’z Zunûn” adlı eseri, bibliografya ve ilimler ansiklopedisi niteliğindedir. Cihannüma adlı eseri ise coğrafya üzerine yazılmış ilk sistemli eserlerdendir.

Naima Efendi

Osmanlı Devleti’nin ilk vakanüvistidir. (Resmi Osmanlı tarihçisi). 1655-1716 yılları arasında yaşamış olan Naima Efendi, tarih ilmi üzerine çalışmış ve tarih yazarlarının doğru sözlü olmasının ve olayların aslını araştırmasının önemi üzerinde durmuştur.

“Tarih-i Naima” (Naima Tarihi) adlı eserinde olayları kronolojik ya da objektif değerlendirmelerle ele almış ve kurumlar hakkında önemli bilgilere değinmiştir. Hem sözlü hem yazılı kaynaklardan derlediği haberleri büyük bir titizlikle birleştirdiği bu eseri, Osmanlı tarihçiliğinin en önemli eserleri arasındadır. Naima bu eserinde, bilginlerin hayat öykülerinden, savaşlardan, isyanlardan bahsetmiştir.

Naima tarih ilmini şöyle tanımlar; “Tarih, âlimlerin zekasını arttırır ve akıllı insan tarih bilgisi sayesinde daha uyanık olur. Halk tarih sayesinde eski hadiseleri öğrenir ve yüksek zümre ise onun sayesinde bazı
sırları çözerek irfan derecesi kazanır.

Tarih, en eski devirlerden beri meydana gelen olayları öğreten ilimdir.”

Evliya Çelebi

17.yüzyılda yaşayan Evliya Çelebi edebiyatçı, hattat ve halk bilimcisi yönleriyle bilinir. Çocukken babasının anlattığı hikayelerden çok etkilenen Evliya Çelebi farklı yerleri gezip görmek istemiş; ilk seyahatini de Bursa’ya yapmıştır. Yaptığı seyahatlerden edindiği tecrübeleri “Evliya Çelebi Seyahatnamesi” adlı eserinde toplamıştır. Gezip gördüğü yerlerin kültürü, gelenek ve görenekleri ve hatta bu yerlerin bitkileri hakkında bilgilere yer vermiştir. On ciltten ve dört bin sayfadan oluşan bu eser; günümüzde otuzdan fazla devletin yer aldığı topraklarla ilgilidir ve bu yerlerin tarih ve coğrafyasıyla ilgili son derece değerli bilgiler verir.

Evliya Çelebi bu eserinde “Rum, Arap, Acem, İsveç, Leh ve Çek’te 7 iklim, 18 padişahlık yerini 51 yıl boyunca gezip dolaştığını” anlatmıştır.

Yanyalı Esad Efendi

18.yüzyılda yaşamış olan Yanyalı Esad Efendi Muallim-i Sanis (Üçüncü öğretmen) unvanıyla bilinir. Lale Devri’nin en önemli bilim ve düşünce alimlerindendir. Lale devri sadrazamı Damat İbrahim Paşa’nın isteğiyle ünlü filozof Aristoteles’in “Fizika” eserini Arapça’ya çevirmiştir. Ayrıca sadrazam tarafından Lale Devri yenileşme hareketleri kapsamında kurulan tercüme kurulu başkanlığına getirilen Yanyalı Esat Efendi bir çok önemli çalışmalar yapmış ve öğrenciler yetiştirmiştir.

Bunları da beğenebilirsiniz
Bu Konu Hakkında Siz Ne Düşünüyorsunuz?