Lale Devri Nedir? Lale Devri’nin Özellikleri ve Yapılan Yenilikler

Lale Devri Nedir

Lale Devri nedir ve bu dönemin özellikleri nelerdir? 18. Yüzyılda Osmanlı Devleti’nin önemli dönemlerinden biri olan Lale Devri gelişmeleri şöyledir;

Lale Devri Nedir?

1718 Pasarofça Antlaşması ile başlayıp 1730 Patrona Halil İsyanı ile biten 12 yıllık dönem Lale Devri olarak adlandırılır. Eğlence ve sefa dönemi olarak da bilinir ancak Osmanlı Devleti’nde özellikle sosyo-kültürel hayat açısından yeniliklerin başlangıcıdır. Sivil reformların gerçekleştiği bir dönemdir

Lale Devri padişahı III. Ahmet, sadrazamı ise Nevşehirli Damat İbrahim Paşa’dır. Lale Devri’nin en önemli özelliği Avrupa’nın üstünlüğünün kabul edildiği bir dönem olması ve ilk kez Avrupa tarzı yeniliklerin yapılmasıdır.

Neden “Lale” Devri

Bu dönemin lale çiçeğinin adıyla anılmasının sebebi lale çiçeğinin bu dönemde olağanüstü bir tutkuya dönüşmüş olmasıdır. Oldukça nadir olan lale soğanının yüzlerce altın değerinde olması ve İstanbul’da bolca lale yetiştirilmesi önemli etkenlerdir. Lale Devri tabirini ilk kez kullanan kişi ise Yahya Kemal Beyatlı’dır.

Lale Devri Yenilikleri

Bu dönemde yapılan yenilikleri şöyle özetleyebiliriz;

  • Avrupa’ya ilk kez geçici elçiler gönderildi. İlk elçi Paris’e gönderilen Yirmisekiz Çelebi Mehmet’tir. Elçi gönderilmesinin en büyük amacı Avrupa’daki yeniliklerin yakından takip edilmesidir. Yirmisekiz Çelebi Mehmet, Avrupa deneyimini Sefaretname adlı eserinde ele almıştır.
  • Said Efendi ve İbrahim Müteferrika tarafından ilk matbaa kuruldu. Matbaada basılan ilk kitap ise Vankulu Lugatı oldu.
  • Yeniçeri askerlerinden Tulumbacılar teşkilatı denilen itfaiye örgütü kuruldu.
  • Kağıt, çini, çuha imalathaneleri kuruldu
  • Avrupa mimarisi örnek alındı ve sivil mimari gelişti. Avrupa mimarisi örnek alınarak inşa edilen ilk sivil eser III. Ahmet Çeşmesi, ilk dini eser ise Nur-u Osmaniye Camii’dir.
  • Çiçek aşısı uygulandı
  • Doğu ve Batı klasikleri tercüme edildi.
  • Lale Devri’nin en önemli şairleri Nedim, Şeyh Galip’tir. Levni ise dönemin en ünlü nakkaşıdır.

Lale Devri’nin Sonu

Yapılan yeniliklerle gerçekleşen tüm olumlu gelişmelere rağmen lüks ve israf, devlet adamlarına karşı büyük tepkileri de beraberinde getirdi. Patrona Halil İsyanı çıkmış, sadrazam Nevşehirli Damat İbrahim Paşa öldürülmüş, padişah tahttan indirilmiş ve Lale Devri son bulmuştur. Dönemin sembolü olan Sadabad Sarayı yerle bir olmuştur.

Osmanlı Devleti’nde Matbaa

15.yüzyıldan itibaren gerçekleşen Coğrafi Keşifler, Rönesans, Reform ve Aydınlanma Çağı gibi tüm gelişmeler Avrupa’nın Orta Çağ karanlığından çıkıp kültürel, bilimsel ve teknolojik alanlarda hızla gelişmesini sağlamıştır. Bu süreçte üretilen bilginin ve gelişmelerin geniş halk kitlelerine ulaştırılmasını sağlayan en önemli şey ise matbaa olmuştur.

Osmanlı Devleti’nde de ilk matbaayı kuranlar gayrimüslim halk olmuştur. Osmanlı’da ilk olarak Yahudiler 15. yüzyılın sonlarında matbaa kurmuş; din, tarih ve dil bilgisi kitapları basmışlardır. Ermeniler ilk kez 16 yüzyıl ortalarında, Rumlar 17. yüzyılda matbaa kurmuştur.

Osmanlı matbaası ise ilk kez Lale Devri’nde kurulmuştur. İbrahim Müteferrika, matbaanın yararlarını anlatan raporunu dönemin Sadrazamı Nevşehirli Damat İbrahim Paşa’ya sunmuş; sadrazamın olumlu karşılamasıyla Şeyhülislamdan fetva alınarak matbaa kurulmuştur. Böylece 1727 yılında -din kitapları basılmaması şartıyla- matbaanın açılmasına izin veren ferman, padişah III. Ahmet tarafından yayınlanmıştır. Avrupa’dan üç yüz yıl sonra Osmanlı Devleti’nde de artık matbaa kullanımı başlamıştır.

Peki matbaanın Osmanlı Devleti’nde Müslümanlar tarafından geç kullanılmaya başlanmasının nedenleri nelerdir? Bu sorunun birden fazla cevabı vardır;

  • Osmanlı Devleti’nde okuyucu kitlesinin sınırlılığı
  • Hattatlığın yaygın bir meslek oluşu
  • Dini tutuculuk ve yasaklamalar
  • Okuryazar oranının düşüklüğü
  • Kağıt ihtiyacı ve yetişmiş eleman sorunu

Lale Devri’nin sona ermesine sebep olan Patrona Halil İsyanı sırasında sadrazamın öldürülmesi, padişahın katledilmesi, Sadabat Sarayının yerle bir edilmesine rağmen matbaaya dokunulmamıştır.

İlim ve İrfan Erleri

Bunları da beğenebilirsiniz
Bu Konu Hakkında Siz Ne Düşünüyorsunuz?