Şehzade Nedir? Şehzade Kime Denir? Osmanlı Devleti’nde Şehzade Eğitimi

Şehzade Nedir?

Şehzade nedir ve şehzade kime denir? Şehzade kelimesi Farsça kökenlidir ve hükümdarın oğlu anlamına gelir. Bu unvan Osmanlı Devleti dışında Dulkadiroğulları, Akkoyunlu ve Karakoyunlu gibi diğer Türk devletleri dışında Timur ve İlhanlı Devletleri’nde de kullanılmıştır.

Şehzade Nedir? Şehzade Kime Denir?

Farsça kökenli bir kelime olan şehzade, aslına prens unvanının karşılığıdır.  Osmanoğullarının haseki, ikbal ya da cariyelerinden doğan erkek çocuklarına şehzade denir. II. Murat dönemine kadar Osmanlı hanedanının erkek çocukları için daha çok bilgili, görgülü kişi anlamına gelen Çelebi unvanı kullanılırdı. Sonradan şehzade kelimesi benimsendi. Henüz bebeklik çağında şehzadelerin hizmetine cariyeler verilir, Dâye adı verilen süt anneleri tarafından da bakımları yapılırdı.  4-5 yaşlarına geldiklerinde lala denilen kişiler eğitimlerinden sorumlu olurdu. Şehzadeler dönemin en tanınmış hocalarından çeşitli dersler alırlardı. Saray çevresinde devlet yöneticisi olma yöntemleri, usul, erkân ve adap öğrenmeye başlarlar. Daha sonra kendisine tahta çıkmak nasip olursa hocalarından birini padişah hocası olarak seçebilir.

Şehzade Eğitimi

Geleceğin padişah adayı oldukları için şehzade eğitimi Osmanlı İmparatorluğu’nda büyük önem taşımaktaydı. Ancak 6 asırlık Osmanlı tarihinde şehzade eğitimi usulleri farklılık gösterir. Bu dönemleri genel olarak dört gruba ayırabiliriz.

Şehzade eğitimi konusunda ilk dönem kuruluş döneminden 1. Ahmet dönemine kadar geçen süreci kapsar.

İkinci dönem 1. Ahmet döneminde (17 yy.) kafes sisteminin uygulanmasıyla başlar ve 1800’lü yıllara kadar devam eder.

Üçüncü dönem ise 19. yy.dan 1908’de II. Meşrutiyet’in ilanına kadar geçen dönemdir. Dördüncü dönem de II. Meşrutiyet dönemiyle başlar.

Şehzade Eğitimi
Bir Padişah ve Şehzade Minyatürü

Sancağa Çıkma Usulü Nedir?

Şehzadeler ilk eğitimlerini sarayda, ülkenin en değerli eğitmenlerinden alırlardı. Şehzadelerin eğitiminden sorumlu eğitmenlere Osmanlı Devleti’nde lala denirdi. (Selçuklulardaki karşılığı Atabey’dir.) Şehzadeler ilk öğretime Bed-i Besmele denilen törenlerle başlardı. Temel dersler okuma yazma dışında Kur’an ve dini eğitimlerdi. Ayrıca matematik, tarih, coğrafya, astronomi dersleri alırlardı.

Şehzadeler sadece teorik dersler almazdı. Ortalama 13 yaşına kadar aldıkları teorik dersler dışında savaşçılık, binicilik gibi uygulamalı eğitimlerden de geçerlerdi. Bu eğitimler sonrası “Şehzade Alayı” denilen törenlerle taşraya gönderilip vali olarak sancağa çıkan şehzadeler böylece devlet yönetimi konusunda tecrübe kazanmış, bir nevi staj yapmış olurdu. Şehzadeler sancağa yanlarında tecrübeli devlet adamları olan eğitmenleri “lala”larıyla giderdi. Her bir şehzade potansiyel padişah adayı olduğu için taht’a çıkmayı hak etmeleri gerekiyordu. Bu nedenle şehzadeler arasında yıllar boyu sürebilen taht mücadeleleri yaşanırdı. Bu mücadeleden galip çıkan tahta çıkarak padişah olurdu. Mücadeleyi kazanamayan şehzadeler genellikle öldürülürlerdi.

Ekber-Erşed Sistemi ve Kafes Sistemi

Sancağa çıkma usulü 1. Ahmed döneminde sona ermiştir. 1. Ahmed döneminde “ekber ve erşed” sistemi getirilerek tahta hanedanın yaşça en büyük üyesinin geçmesi kuralı getirilmiş; bununla birlikte sancağa çıkma usulü terk edilerek kafes usulü getirilmiştir. Sancağa çıkan son şehzade III. Mehmet olmuştur.

Kafes sisteminde de 14-15 yaşına kadar şehzadelerin bakımından “Dâye” denilen görevliler sorumluydu. Gerekli eğitimlerini tamamladıktan sonra Topkapı Sarayı’nda “Şimşirlik” adı verilen odalarda hayatlarına ve eğitimlerine kısıtlı da olsa devam etmişlerdir. Kafes sisteminin belli bir süresi yoktu. Bu süre mevcut padişahın ölümüne kadar devam etmekteydi. Kafes sistemi kardeşler arası taht kavgalarını sonlandırmış olsa da burada bir çeşit hapis hayatı yaşayan şehzadeler bu yöntem yüzünden kendilerini ilim ve kültür alanında eskiden olduğu gibi yetiştiremediler. Kişiliklerini geliştiremediler. Devlet yönetimi açısından da tecrübe kazanmayan, halktan kopuk yaşayan şehzadeler, padişah olarak tahta çıktıklarında başarılı olamadılar. Bu da Osmanlı Devleti’nin yıkılmasında büyük bir etkendir.

Padişah I. Ahmet öldüğünde bir oğlu olmadığı için tahta I. Ahmet’in kardeşi I. Mustafa çıkmıştır. Böylelikle artık padişahlık sadece babadan oğula geçen bir sistem olmaktan çıkmış; ölen padişahın yerine kardeşi, kuzeni, yeğeni gibi hanedanın diğer erkek üyeleri de tahta çıkmaya başlamıştır.

Kafes sistemi Tanzimat dönemine kadar katı bir şekilde uygulandı. Ancak 1839’da Tanzimat Fermanı’nın ilan edilmesinden sonraki süreçte bu katı kurallar gevşetilmeye başladı. Şehzadeler artık tören ve bayramlara katılabiliyor, Şehzadegan Mektebi’nde batı kültürünün de içinde yer aldığı daha iyi bir eğitim görüyorlardı.

I.Meşrutiyet dönemiyle birlikte kafes sisteminin artık uygulanmadığı görüyoruz. Özellikle 1913 yılında kabul edilen bir nizamname ile şehzade eğitimi kurumsallaştı.

Osmanlı Devleti’nde bir diğer unvan Valide Sultan için Valide Sultan Ne Demek? başlıklı içeriğimizi ve padişah eş ve kızlarının unvanları ve daha fazla bilgi için Osmanlı Devleti’nde Padişah Eşleri ve Kızları başlıklı içeriğimizi inceleyebilirsiniz.

Bunları da beğenebilirsiniz
Bu Konu Hakkında Siz Ne Düşünüyorsunuz?