Yerebatan Sarnıcı Giriş Ücreti; Yerebatan Sarnıcı Hakkında Bilgi

Yerebatan Sarnıcı Giriş Ücreti

Yerebatan Sarnıcı giriş ücreti ne kadar ve ziyaret günleri neler? Yerebatan Sarnıcı; Sarnıç Bazilikası, Yerebatan Sarayı, Yeraltı Sarayı gibi isimlerle de bilinir. Şehrin altında, İstanbul’daki yüzlerce antik sarnıçtan biridir ancak bunların en büyüğüdür. Yerebatan Sarnıcı Ayasofya’nın 150 metre güneybatısında, Soğukçeşme Sokağı’nda yer alır ve tarihi Sarayburnu yarımadasındadır.

Yerebatan Sarnıcı
Yerebatan Sarnıcı

Yerebatan Sarnıcı Giriş Ücreti Ne Kadar?

İstanbul’un saymakla bitmeyen turistik mekanlarının başında gelen Yerebatan Sarnıcı, kesinlikle görmeye değer yerlerden biridir. Büyülü bir atmosfere sahip sarnıç  günümüzde İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür A.Ş. tarafından işletilmektedir. Sadece bir müze değil aynı zamanda bir çok etkinliğe ev sahipliği yapan bir mekandır.

Büyük bir tadilattan sonra 2022 yılının Temmuz ayında yeniden ziyaretçiye açılan Yerebatan Sarnıcı’nı  haftanın her günü 09.00-19.00 arası ziyaret edebilirsiniz.

Temmuz 2022 itibarıyla Yerebatan Sarnıcı giriş ücretleri şöyledir;

Yerli Ziyaretçi: 50 Türk lirası

Yabancı Ziyaretçi: 300 Türk lirası

Öğrenci-Öğretmen-Askeri personel: 20 Türk lirası

Müzeye girişte kredi kartı ya da döviz kabul edilmediğini unutmayın. Ayrıca Yerebatan Sarnıcı Kültür Bakanlığı’na bağlı olmadığı için buraya girişlerde müze kart geçerli değil.

Yerebatan Sarnıcı’nın Özellikleri

Sarnıç; şehirlerin su ihtiyacını karşılamak için yeraltına inşa edilen yapı, su depolarıdır. İstanbul’daki 200 sarnıçtan 6 tanesi ziyarete açık durumdadır. Bunlardan biri ve en büyüğü Yerebatan Sarnıcı’dır. Sarnıç içerisinde yer alan su Belgrad Ormanından elde edilmiştir. Belgrad ormanından Bozdoğan Su Kemeri ve Mağlova Kemeri vasıtasıyla getirilmiştir.

Dönemin Bizans İmparatoru I. Justinianus döneminde yapılan 1500 yıllık Yerebatan Sarnıcı, İstanbul’un en kadim yapılarının başında gelir.(532 yılında yapılmıştır)  Yapılış amacı ise şehrin su ihtiyacının karşılanmasıdır. Latince’de Basilica Cisterna adıyla bilinir. Bu şekilde adlandırılmasının nedeni ise sarnıcın olduğu bölgede 3. ve 4. yüzyıllarda Roma döneminde ticaret, hukuk ve sanat merkezi olan bir Bazilika’nın olmasıdır.

Bizans döneminde yapılan Yerebatan Sarnıcı, Osmanlı İmparatorluğu’nun 1453 yılında İstanbul’u fethetmesiyle başlarda Sarayburnu ve Bahçe Kapısı gibi bölgelere su dağıtım merkezi olarak kullanıldı. Fakat İslami kaidelere göre durgun suyun içme suyu olarak kullanılmamasından dolayı Osmanlı Devleti su ihtiyaçlarını Yerebatan sarnıcından karşılamak yerine kendi su tesislerini inşa ettiler. Sonrasında Topkapı Sarayı‘nın bahçesini sulamak için kullanıldı.

16. yy. ortalarında Bizans kalıntılarını incelemek için İstanbul’a gelen Hollandalı araştırmacı Gyllius, bölgede bulunan zemin kattaki evlerde kuyu gibi deliklerin olduğunu ve insanların bu deliklerden iplerle kovaları sarkıtıp su çektiklerini hatta bazılarının balık tuttuğunu tespit etmiştir.

Osmanlı Dönemi’nde kullanılmayan sarnıç 18. ve 19. yy.larda restore edilse de bir müze olarak ziyarete açılması 20. yy.ı buldu. 1987 yılında sarnıcın temizlenmesi sırasında buradan onlarca ton çamur çıkarıldı. Aynı yıl ilk kez ziyarete açıldı.

Yapımında yaklaşık 7 bin kölenin görev aldığı ve yapımının yaklaşık 40 yılda tamamlandığı bilinmektedir.

Sarnıcı her yıl 2 milyondan fazla turist ziyaret etmektedir.

Yerebatan Sarnıcı Sütunları
Yerebatan Sarnıcı Sütunları

Yerebatan Sarnıcı’nın Mimari Özellikleri

Tuğladan inşa edilmiştir. Sarnıcın yapımında su geçirmezlik özelliğine sahip özel harçlar kullanılmıştır.

Kare bir mimari yapıya sahip olan sarnıcın uzunluğu 140 metre, genişliği 70 metre, uzunluğu ise 8 metredir.

Su depolama kapasitesi 100 bin tonu bulmaktadır. Günümüzde sarnıçtaki su miktarı 80 bin metreküptür.

336 sütun vardır ve bu sütunların uzunluğu 9 metredir.

Her bir sütun birbirlerine eşit aralıklardadır.

Sütunlar ion, korint ve dor üsluplarındadır. Sütunların bu çeşitliliğinin sebebi, imparatorluğun çeşitli bölgelerinden getirilen eski bina kalıntıları olmalarıdır. Ayrıca ters duran Medusalı sütun vardır. Osmanlı padişahı II. Abdülhamit döneminde kapatılan alan içerisinde ise 41 sütun yer almaktadır.

Yerebatan Sarnıcı Medusa
Yerebatan Sarnıcı Medusa

Medusa Başlı Sütun

Yerebatan Sarnıcı’nın en dikkat çekici özelliklerinden biri Medusa Başlı sütunlardır. 4. yy.a ait olduğu bilinen Medusa başlarının nereden alınıp getirildiği bilinmemekle birlikte bununla ilgili çeşitli efsaneler ortaya çıkmıştır. Örneğin; Yunan mitolojisinde yeraltı dünyasının yılan saçlı canavarlarından biri olan Medusa, kendisi ile göz teması kuranları taşa çevirirdi. Bu nedenle önemli yapı ve mekanları korumak için Yerebatan Sarnıcı’na Medusa başı konulmuştur.

Medusa Başı’nın neden ters ve yan durdukları hakkında kesin bir bilgi bulunmuyor.

Ağlayan Sütun

Sarnıcın bitiş noktasında yer alan bu sütun, oyma ve kabartma tarzda yapılmıştır. Buharlaşmadan etkilenen nemli yapısı nedeniyle de bu şekilde adlandırılmıştır. Ağlayan sütun, sarnıcın yapımı sırasında ölen köleler ile ilişkilendirilir.

Bunları da beğenebilirsiniz
Bu Konu Hakkında Siz Ne Düşünüyorsunuz?